İzmir'in gözde ilçelerinden Tire'de, terzilik geleneğini yaşatan efsanevi bir isim var: Hasan Usta. 64 yıllık terzilik serüvenine sahip olan Tireli Hasan Usta, sadece yaptığı elbiselerle değil, aynı zamanda ustalığıyla da dikkat çekiyor. Kendisi, "elle yapılan başka usta yok" diyerek, terziliğin bir sanat olduğunu ve teknoloji ile el becerisi arasında bir denge kurmanın önemini vurguluyor. İşte Tire'nin terzilik geleneğini temsil eden bu değerli ustanın hikayesi.
Hasan Usta, 1959 yılında 14 yaşındayken bu mesleğe adım attı. O zamanlar Tire'deki terzilik sektörü oldukça farklıydı; zanaat sırları ve el emeği bu işin temelini oluşturuyordu. Öğretmeniyle birlikte terzilik becerilerini geliştiren Hasan Usta, kısa süre içinde mesleğinde tanınan bir isim haline geldi. "Artık neredeyse herkes makineleri tercih ediyor, ama ben hala el emeği ve göz nuruyla çalışmayı seviyorum" diyen Hasan Usta, mesleğine duyduğu bu tutkuyla, birçok genç terziye ilham kaynağı olmaktan gurur duyuyor.
Hasan Usta'nın terzilik serüveni sadece dükkanında yapılan elbiselerle sınırlı değil. Aynı zamanda, kendisi birçok genç terziye ustalık eğitimi vererek, bu geleneği yaşatmaya çalışıyor. Mesleğin inceliklerini öğrenmek isteyen gençler, Hasan Usta'nın kapısını çaldıklarında, onun birikiminden yararlanma fırsatını buluyorlar. "Özellikle günümüzde el işçiliğinin azalması beni üzüyor. Zanaatkarların azalması, kültürümüzde önemli bir boşluk yaratıyor" diyor. Terzilik mesleğinin sadece bir iş değil, aynı zamanda bir sanat olduğuna inanan Hasan Usta, her bir dikişin ardında bir hikaye yattığını vurguluyor.
Teknoloji ilerledikçe terzilik de değişim geçiriyor ama Hasan Usta, el işçiliğinin hâlâ yerini bulduğuna inanıyor. "Dijital uygulamalarla yapılan terzilik elbette önemli ama insan dokunuşu hiçbir şeye benzemez" diyerek, ustalığıyla özdeşleşen markalaşmanın önemine değiniyor. Kendisi, hem şehirdeki terzilik geleneğini yaşatmakta hem de genç nesli bu sanatla buluşturarak büyük bir misyon üstleniyor.
Hasan Usta'nın Terzi dükkanı sadece bir iş yeri değil; aynı zamanda bir kültürel buluşma noktası. Müşterileriyle arasında bir dostluk bağı kurulmuş durumda. "Müşterilerimle sohbet ederken onların hikayelerini dinlemek, benim için her şeyden daha değerli" diyor. Terzilik mesleği sadece müşterilere hizmet sunmak değil; aynı zamanda insanlar arasındaki bağı güçlendirmek, toplumun kültürel dokusunu oluşturmak anlamına geliyor.
Son yıllarda, el yapımı giysilere olan ilginin arttığını söyleyen Hasan Usta, bu değişimin kendisine umut verdiğini belirtiyor. Artık birçok insan, hazır giyimdeki standartlaşmanın yerine, özelleştirilmiş ve el emeği ile yapılan ürünleri tercih ediyor. "Benim için her bir dikiş, her bir kumaş ayrı bir anlam taşıyor. Müşterimin isteklerini yerine getirirken, onların hayal ettiklerini gerçeğe dönüştürmek benim görevim" diyerek işine olan bağlılığını dile getiriyor.
Tire'nin yerel halkı, Hasan Usta'nın dükkanını ziyaret ederek sadece alışveriş yapmakla kalmıyor; aynı zamanda bu değerli ustanın deneyimlerinden faydalanma şansını yakalıyor. "Benim işim yalnızca dikiş yapmak değil. Ben, bir hikaye anlatıcısıyım. Her giysi, bir kişinin yaşam öyküsünün bir parçasıdır" sözleriyle, Hasan Usta, terziliğin soyut sanatına dikkat çekiyor.
Sonuç olarak, Tireli Hasan Usta’nın hikayesi, sadece bir mesleğin değil, aynı zamanda gelenek ve kültürün de güçlü bir temsilcisidir. Onun azmi, sevgisi ve sanatı, gelecek kuşaklara ilham vermeye devam ediyor. Terziliğin sadece bir meslek olmadığını, aynı zamanda insanların ruhunu yansıtan bir sanat olduğunu anlatan Hasan Usta, mesleğini sürdürmeye kararlı. "Bu iş biterse, ben de biterim" diyor ve dükkanındaki dikiş makinesine dönerek, yeni bir kıyafetin hikayesini yazmaya devam ediyor.